İstanbul - Cumhurbaşkanı Erdoğan: Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin Netanyahu ve Galant hakkında çıkardığı tutuklama kararını destekliyoruz Geniş haber

TAKİP ET

Kübra SONKAYA - Ömer HASAR / İSTANBUL, (DHA)- CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği ile Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı tarafından düzenlenen 4

CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği ile Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı tarafından düzenlenen 4. Uluslararası STK Fuarı'nda konuştu. Erdoğan, Vahşetin gündeme gelmemesi için İsrail lehine tam anlamıyla bir karartma uygulanıyor. Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin İsrail başbakanı Netanyahu ve Eski Savunma Bakanı Galant hakkında çıkardığı tutuklama kararını desteklediğimizi de ifade etmek istiyorum. Alınan bu cesur kararın sözleşmeye taraf tüm ülkelerce, uygulanmasının insanlığın uluslararası sisteme güvenini tazeleme adına önemli buluyoruz dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Havalimanı'nda, İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği (İDSB) ile Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı (TGTV) tarafından düzenlenen 4. Uluslararası STK Fuarı'na katıldı. Kuran-ı Kerim tilaveti ve STK tanıtım video gösterimi ile başlayan programda, Ticaret Bakanı Ömer Bolat ve İstanbul Valisi Davut Gül de yer alırken, açılış konuşmalarını TGTV Kurucular Kurulu Başkanı Hamza Akbulut, TGTV Başkanı İsmail Tuğrul, İDSB Başkanı Eyüp Akbal yaptı.

'İSLAM ALEMİ, ZORLU BİR SINAMADAN SİNSİCE HAZIRLANMIŞ PLANLARIN ATEŞ ÇEMBERİNDEN GEÇİYOR'

Burada konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İnsanlığın neredeyse tüm kurumlarıyla, tüm organlarıyla, tüm hücreleri ile kan kaybettiği bir dönemden geçiyoruz. Uluslararası sistemin imtiyazlı aktörleri, kendi çıkarları uğruna İslam coğrafyası başta olmak üzere, dünyanın farklı bölgelerini savaş, çatışma ve istikrarsızlık girdabına sürüklüyor. Dünya, bilhassa İslam alemi, zorlu bir sınamadan, kapsamlı bir kuşatmadan, sinsice hazırlanmış planların ateş çemberinden geçiyor. Bakınız hemen yanı başımızdaki Filistin'de, 14 aydır mazlumlar, masumlar, çocuklar, kadınlar, yaşlılar ve siviller acımasızca katlediliyor. Küresel yönetim mekanizmaları, uluslararası örgütler ve uluslararası medya, Filistin'de Lübnan'da ve daha pek çok bölgede işlenen insanlık suçlarını görmezden geliyor. Vahşetin gündeme gelmemesi için İsrail lehine tam anlamıyla bir karartma uygulanıyor. Demokrasi ve insan hakları nutukları çeken kimi ülkeler, bu alçak katliamları ve soykırımı durdurmaya çalışmak yerine, İsrail'e verdikleri destekle adeta zulmü körüklüyorlar. Bu durumdan cesaret alan siyonist katiller ise vahşet ve barbarlıklarına her geçen gün bir yenisini ekliyor, pervasızlıkta çıtayı sürekli yükseltiyor dedi.

'RABBİM BAŞKENTİ DOĞU KUDÜS OLAN BİR FİLİSTİN DEVLETİNİN KURULUŞUNU GÖRMEYİ NASİP ETSİN'

Cumhurbaşkanı Erdoğan Burada kalbim parçalanarak bazı rakamları sizlerle paylaşmak istiyorum. İsrail'in Gazze'ye saldırıları başlayalı 400 günden fazla zaman geçti. Yüzde 70'i kadın ve çocuk olmak üzere 50 bine yakın Filistinli kardeşimiz şehit düştü. 700 binden fazla kardeşimiz yaralandı. 1 milyon 900 bin insan evini, doğup büyüdüğü toprakları terk etmek zorunda kaldı. Filistin'de şehit olanların ve yaralananların kanı sadece katillerinin değil, onlara engel olmayanların da üzerlerine sıçramıştır. Gazze'de 160 bin binayı yıkıp 436 bin yapıya ağır hasar veren saldırıların gerisindeki sinsi amaç her geçen gün daha iyi anlaşılıyor. Daracık bir alana hapsedilen 2 milyondan fazla Filistinli bir yandan zor şartlar altında hayata tutunmaya çalışırken diğer yandan açlığa susuzluğa ve ilaçsızlığa karşı verdiği çetin mücadeleyi sebatla sürdürüyor. Mevla, Filistin'de, Lübnan'da dünyanın dört bir yanında zulme ve zalime göğüs geren tüm kardeşlerimizin yardımcısı olsun diyor, Rabbim'den başta kardeşim İsmail Haniye olmak üzere tüm şehitlerimize bir kez daha rahmet, yaralı kardeşlerimize acil şifalar diliyorum. Filistin'in cesur evlatlarını vatan sevdalısı kahraman çocuklarını burada tekrar saygıyla selamlıyor Rabbim cümlesini muzaffer eylesin diyorum. 1967 sınırları temelinde bağımsız, egemen ve başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin devletinin kuruluşunu görmeyi, Filistin'i yeniden inşa ve ihya etmeyi Filistin'i yeniden özgürleştirmeyi Rabbim bizlere nasip eylesin diye konuştu.

'SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI, KÜRESEL BARIŞ VE ADALETİN TESİSİNE HAYATİ KATKILAR YAPACAKTIR'

Cumhurbaşkanı Erdoğan,İmkanlarımız araçlarımız ve kabiliyetlerimiz ölçüsünde, zulmün zalimin kötünün ve kötülüğün karşısında durmamız icap ediyor. İslam coğrafyasında faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarımıza da bu çerçevede çok önemli işler düşüyor. Farklı alanlarda, farklı araçlarla çalışmalar yürüten STK'larımızın her şeyden evvel kapasitelerini artırmaları, icra mekanizmalarını güçlendirmeleri, birbirleri arasındaki uyumu artırmaları şart. STK'larımızın, gençlerimiz başta olmak üzere toplumun muhtelif kesimlerini kuşatacak, onları sivil toplum faaliyetlerine dahil edecek uygulamalarına, geçmişte hiç olmadığı kadar ihtiyaç duyuyoruz. Etki alanı geniş, birlik ve beraberlik içinde hareket eden, sürdürülebilir kalkınmaya katkı veren sivil toplum kuruluşları, küresel barış ve adaletin tesisine hayati katkılar yapacaktır. Her platformda dile getirdiğimiz, altını ısrarla çizdiğimiz 'daha adil bir dünya' tasavvurumuzun hayata geçirilmesinde, dünyanın dört bir yanında çalışan STK'larımızın, gayretleri mühim bir yer tutacaktır. Şu gerçeğin, inanıyorum ki sizler de farkındasınız, insanlık büyük bir değişim ve dönüşümün sancılarıyla kıvranırken pek çok konuda yeni risklerle, yozlaşma ve yaratılışa aykırı dayatmalarla da baş etmek zorunda kalmaktadır diye konuştu.

'AİLE YAPISI HIRPALANMIŞ BİR TOPLUMUN AYAKTA KALMASI MÜMKÜN DEĞİLDİR'

Cumhurbaşkanı Erdoğan,Hiç şüphesiz bu çerçevede en büyük çürüme en tehlikeli erozyon ve geri dönülemez yok oluş tehdidi aile kurumunu hedef almış durumdadır. Sizlerin de takip ettiği gibi, aile ve formumuz toplumsal yapımız, örfümüz, değerlerimiz ve kutsallarımız küresel düzeyde bilinçli ve çok yönlü bir saldırı altındadır. Sapkın akımları, özendirici yayınlar, reklamlar, moda adı altında yürütülen dayatmalar, topluma rol model olması gereken aktörler aracılığıyla zihinlere nakşedilen aşağılık fikirler, her tarafımızı kuşatmış durumdadır. Cinsel sapkınlıkların bir insan hakkı ve tercihi olarak sunulmasının gerisindeki sinsi amacı gayet iyi biliyoruz. Aileyi gereksiz bir yük taşınması zor bir sorumluluk ve insanın hayatını kısıtlayan bir fotoğraf olarak göstermeye çalışanların amacı, tüm toplumunu çökertmektir. Tarihen ve itikaden sabittir ki, aile yapısı hırpalanmış, örselenmiş, çürütülmüş bir toplumun ayakta kalması mümkün değildir. STK'ların da bindikleri dal, kendilerini ayakta tutan sütun toplum olduğuna göre, toplumun temeli olan ailenin korunması öncelikli hedefleri olmalıdır. İç cephemizi tahkim ve takviye etmek çocuklarımıza ve gençlerimize daha güvenli, daha vicdanlı, daha adil bir dünyayı miras bırakmak istiyorsak hep birlikte elimizi taşın altına koymalıyız. Bunu da çok geç olmadan hemen yapmalıyız şeklinde konuştu.

'ASYA'DAN, AFRİKA'DAN HATTA AVRUPA'DAN İNSANLARA KAPISINI DA YÜREĞİNİ AÇMIŞ BİR ÜLKEYİZ'

Türkiye'nin milyonlarca mazluma ev sahipliği yaptığını vurgulayan Erdoğan,Günümüz dünyasında, bilhassa da bölgemizde iç çatışmalar, savaşlar, kıtlık ve terör başta olmak üzere çeşitli sebeplerle yoğun bir göç dalgası yaşanıyor. Aileleri ve kendileri için daha güvenli huzurlu ve müreffeh bir hayat kurma hayalini gerçeğe dönüştürmek isteyenler yollara düşüyor. Bu insani dram karşısında gelişmiş ülkelerin sergilediği vurdumduymaz tavır, insanlık adına utanç vericidir. Biz tarih boyunca, Asya'dan, Afrika'dan hatta Avrupa'dan insanlara kapısını da yüreğini açmış bir ülkeyiz. Bugün de Türkiye olarak yıllardır, milyonlarca çaresiz insana ev sahipliği yapıyor, kendileriyle imkanlarımızı paylaşıyoruz. Hatta bugünün zalimlerinin geçmişte canlarını kurtarma derdine düştükleri her dönemde onlara yardım eli uzatan ilk ülkenin burası olduğu gerçeğini de hatırlatmak isterim. Şimdi rahat ve müreffeh bir ortamda yaşayanların çaresiz mazlumlara karşı sergilediği iğrenç tavır, maalesef gelecekte kendileri de aynı duruma düştüklerinde karşılaşacakları akıbetin örneği olacaktır. Bu tablonun daha da kötüleşmesini engellemede, STK'lara önemli görev düşüyor. Dünyada adalete, merhamete, vicdana yönelik uyanışın mimarları ve öncüleri sizler olacaksınız. Sizlerden dünyaya güçlü bir duruş güçlü bir sesleniş zalime güçlü bir tepki bekliyorum. Duruşunuz öyle güçlü olmalı ki insanlığın tamamı sizi takip etmeli. Seslenişiniz öylesine güçlü olmalı ki, sağırlar bile duyabilmeli. Tepkiniz öyle güçlü olmalı ki, zalimlerin elindeki silahlar yerlere düşmeli. Bu konuda en büyük destekçiniz Türkiye olacaktır. Biz millet olarak her dönemde mazlumların, masumların ve yaşama mücadelesi verenlerin yanında olduk, olmaya da devam edeceğiz. Ülkemizin bu insani siyasetini hazmedemeyenler, aleyhimizde kara propaganda yapsa da, Türkiye'nin insan odaklı, insanı yaşatma odaklı politikasını engelleyemeyecekler. İsrail'in soykırımına maruz kalan Gazze'de yaşayanlar başta olmak üzere, Filistin halkı için sadece son dönemde yaptıklarımız bile bu hakikati açıkça göstermeye yeterlidir dedi.

'FİLİSTİNLİ MÜLTECİLERE YARDIM AJANSI'NA EN GÜÇLÜ DESTEĞİ VEREN ÜLKELERDEN BİRİYİZ'

Cumhurbaşkanı Erdoğan Filistin'e yapılan insani yardımlardan söz ederek, Türkiye olarak İsrail saldırılarının başladığı ilk günden bu yana Gazze'ye 86 bin ton Lübnan'a ise bin 300 ton insani yardım malzemesi ulaştırarak, bölgedeki kardeşlerimize en fazla destek veren ülkelerden biri olduk. İsrail ile olan ticaretimizi hiç düşünmeden milyarlarca dolarlık bir ticaret hacminden sarf-ı nazar ederek süratle kestik. Siyonist yönetimin Gazze'de işlediği insanlık suçlarını protesto etmek için milletimizle birlikte, her fırsatta meydanları, sokakları, caddeleri, hınca hınç doldurduk. Uluslararası Adalet Divanı'nda İsrail aleyhine açılan davaya müdahil olma kararı aldık. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi başta olmak üzere, uluslararası düzeyde karar alıcı ve uygulayıcı mekanizmaları harekete geçirdik. Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı UNRWA'ya en güçlü desteği veren ülkelerden biriyiz. İslam dünyasında da ortak bir tavrın oluşması Müslümanların Filistin davasında yek vücut olarak hareket etmesi için yoğun gayret gösteriyoruz. Filistin devletinin tanınması için uluslararası arenada tüm imkanlarımızı seferber etmiş durumdayız. Sahsımız aleyhinde yürütülen onca kampanyaya, siyonist lobiden ve İsrail destekçilerinden gelen onca baskıya rağmen duruşumuzu asla bozmadık. Zorlayıcı tedbirlerin bir an önce alınmasını sağlamaya yönelik çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu vesileyle UCM'nin İsrail başbakanı Netanyahu ve Eski Savunma Bakanı Galant hakkında çıkardığı tutuklama kararını desteklediğimizi de ifade etmek istiyorum. Alınan bu cesur kararın sözleşmeye taraf tüm ülkelerce, uygulanmasının insanlığın uluslararası sisteme güvenini tazeleme adına önemli buluyoruz. Bilhassa yıllardır dünyaya hak hukuk adalet ve insan hakları veren Batılı ülkelerin bu noktada sözlerini yerine getirmeleri mecburidir diye konuştu.

'İSRAİL'LE TİCARET YAPIYORLAR İFTİRASI ATANLAR GİBİ DE OLMADIK'

İmzalanan deklarasyonu tebrik eden Erdoğan, Türkiye Gazze katliamı ve Lübnan'a yönelik İsrail saldırılarında ilk günden beri insani vicdani ve kardeşlik görevini hakkıyla ifa etmiştir. Zalimlere şirin gözükme adına eğilip bükülenlerden olmadık. Üç kuruş siyasi rant sağlayacağım diye, ülkesine ve devletine 'İsrail'le ticaret yapıyorlar' iftirası atanlar gibi de olmadık. Tatlı su siyasetçilerinden, zor zamanlarda Filistinli kardeşlerinin yanında dimdik duranlardan olduk. Bundan sonra da sarsılmadan, yalpalamadan sağa sola eğilmeden bükülmeden inşallah sapa sağlam durmaya devam edeceğiz. Sivil toplum kuruluşlarımızın müştereken yayımladığı Gazze İstanbul Deklarasyonu'nun, mazlum Filistin'in sesini dünyaya gür bir şekilde duyurmasını temenni ediyorum şeklinde konuştu. İstanbul Gazze Deklarasyonu'nun imzalandığı tören, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hediye takdimiyle sona erdi.