İstanbul - TBMM Başkanı Kurtulmuş 'TÜGVA İhtisas Akademi Lansman Programı'nda konuştu

TAKİP ET

Ahmet YEŞİLMEN- Uğur ŞAHİN/ İSTANBUL, (DHA) TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş TÜGVA Genel Merkezi'nin düzenlenen İhtisas Akademi Lansman Programı'nda konuştu

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş TÜGVA Genel Merkezi'nin düzenlenen İhtisas Akademi Lansman Programı'nda konuştu. Kurtulmuş, Gazze'de 1 buçuk yıldır her gün artarak devam eden insanlık suçları karşısında maalesef, başta batı dünyası olmak üzere, bazı ülkelerin yönetimlerinin sessiz kalmasının temelinde yatan şey insanlar arasında bir hiyerarşiyi kabul ediyor olmasıdır. Eğer Gazze'dekiler Müslüman olmasalardı başka bir ırk ya da başka bir dine mensup insanlar olsaydı bu kadar büyük katliamlar sonunda dünya bu kadar sessiz kalır mıydı? dedi.

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş TÜGVA Genel Merkezi'nin düzenlediği İhtisas Akademi Lansman Programı'na katıldı. Programda konuşan Kurtulmuş daha sonra lansmana katılan öğrencilerin sorularını yanıtladı.

BÜTÜN ARKADAŞLARIMIZI TEBRİK EDİYORUM

Lansman programının başında TÜGVA'ya teşekkür eden TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Türkiye Gençlik Vakfı yönetimine yürekten teşekkürü bir borç bilirim. Geçen sene ihtisas akademileri çerçevesinde 15 bin gencimiz bir eğitimden geçmiş oldu. Türkiye'nin meseleleri dünyanın meseleleri ve kişisel gelişimle ilgili çok sayıda konu farklı hocalar tarafından arkadaşlarımızla birlikte müzakere edildi ve çok faydalı sonuçlar elde edildi. Bu sene de hedefin 25 bin olduğunu duydum. İnşallah 25 bin genç evladımızla birlikte aynı perspektife bakan, aynı yöne doğru yürüyen, Türkiye'yi hedeflerine ulaştırmak için azimle gayretle mücadele eden gençlerimizin yetişmesinde, TÜGVA'nın ihtisas Akademisi'nin de önemli bir katkısı olacağına inanıyorum. Emeği geçen bütün arkadaşlarımızın bu çalışmaya katılan bütün arkadaşları yürekten tebrik ediyorum dedi

İNSANIN ONURUNU YÜCELTMEK İÇİN ÇABALAMAYAN HİÇBİR TEKLİFİN BİR FAYDASI YOKTUR

Bugün büyük problemlerin yaşandığı bir dönemin içerisindeyiz diyerek sözlerine devam eden Kurtulmuş, Dünyada bir tarafta savaşlar, işgaller, açlık, kıtlık, yokluk, çevre felaketi gibi artık bütün ülkeleri, bütün milletleri yakından etkileyen problemlerle karşı karşıyayız. Bu problemlerin esas temelindeki sorunlara yönelmedikçe bu sorunları çözülebilmesi için teklifleri hazırlamak da mümkün görünmüyor. Bu sorunların tamamının temelinde yatan konulardan birisi olan ilke, değer ve prensipler meselesi üzerinde birkaç temel konuyu sizlerle paylaşmak istedim. Bugün dünyanın hiç şüphesiz en temel sorunlarından birisi değerler kısmındaki erozyondur. Dünyadaki sorunların çözülebilmesi için ortak bir takım ilkelerin, ortak bir takım prensiplerin ortaya konulamamasıdır. Bu çerçevede zannediyorum ki dünyanın sorunlarına çözüme yönelik arayışlar içersinde en temel prensibin meselelerin çözümünün merkezinin insan odaklı olmasıdır. İnsanı merkeze almaya, insanın onurunu haysiyetini yüceltmek için çabalamayan hiçbir fikrin, hiçbir teklifin bir faydası yoktur. Bugün bir çok mesele kağıt üzerinde çok güzel sözler söylenmiş olmasına rağmen maalesef uygulamaya girildiğinde insanı merkeze almaktan ziyade başka şeyleri merkeze aldığı için değerlerinin başlangıcı insan haysiyeti ve insan onuru insan onurunun koruması olmadığı için bir sürü sorunla karşı karşıya kaldığımızı görüyoruz dedi.

SOYKIRIMIMIN İCRA EDİLMESİNİ KOLAYLAŞTIRILMIŞTIR

Kurtulmuş, İnsanların ölümcül silahları üretmesi önemli bir bilginin sonucudur ama o silahların üretilmesi ve kullanılması insanı esas almayan, insanın haysiyetini korumayan bir bakış açısının sonucudur. Bugün karşı karşıya kaldığımız bir çok yanlışlığın bir çok insanlığın yüreğini burkan uygulamaların temelinde yatan husus budur. Ayrıca insan onurunu esas almamanın yanında insanlar arasında yaratılışta eşitlik prensibini kabul etmeyen yani insanlar arasında bir hiyerarşi olduğunu düşünen anlayışın da insanoğlunun sorunlarını çözmesi mümkün görünmüyor. Bunun en tipik örneklerinden birisinin Gazze'de 1 buçuk yıldır her gün artarak devam eden insanlık suçları karşısında maalesef, başta batı dünyası olmak üzere bazı ülkelerin yönetimlerinin sessiz kalmasının temelinde yatan şey insanlar arasında bir hiyerarşiyi kabul ediyor olmasıdır. Eğer Gazze'dekiler Müslüman olmasalardı başka bir ırk ya da başka bir dine mensup insanlar olsaydı bu kadar büyük katliamlar sonunda dünya bu kadar sessiz kalır mıydı? Bu doğrudan aynı Nazilerin zihnindeki gibi insanların yaratılışta farklılaşan bir hiyerarşi içersinde, insanları tasvip eden anlayışın bir sonucudur. Onlara karşı işlenen suçların önlenilmesi için mücadele edilmeye değer insan toplulukları olarak bazıları tarafından görülmediği için İsrail'in yaptığı bütün bu saldırganlıklara sessiz kalınmış ve maalesef önü açılmıştır. Bu bütün zulümlerin icra edilmesi kolaylaştırılmıştır dedi.