Mardin'in dini ve etnik kültürünü, unutulmaya yüz tutmuş sedef sanatıyla eşyalara işliyor
Salih KESKİN/MARDİN, (DHA)- MARDİN'de, Osmanlı saraylarını süsleyen sedef kakma sanatıyla 15 yıldır uğraşan emekli imam Zekeriya Güler (58), tarihi kentin dini ve zengin kültürünü sanatına işleyerek şehrin tanıtımına katkı sağlıyor
MARDİN'de, Osmanlı saraylarını süsleyen sedef kakma sanatıyla 15 yıldır uğraşan emekli imam Zekeriya Güler (58), tarihi kentin dini ve zengin kültürünü sanatına işleyerek şehrin tanıtımına katkı sağlıyor.
Emekli imam Zekeriya Güler, Türkiye'de yok olmaya yüz tutmuş sanatlardan olan ve 'padişah mesleği' olarak da bilinen 'sedef kakma'yı 5 yıldır yapıyor. Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde imam hatip iken 2008 yılında emekliye ayrılan Güler, Osmanlı döneminde de birçok padişahın uğraş verdiği bilinen sanatı yaşatmak için 2009 yılında atölye açtı. Güler, atölyesinde çocuklarıyla birlikte Kuran'ı Kerim muhafazası, rahle, masa, koltuk, sehpa, baston, silah kabzası, nalın, körük, tütün tabakası, kahve takımı ve bazı süs ve hediyelik eşyalara sedef işliyor. Güler, Mardin Halk Eğitim Merkezi, Mardin Olgunlaşma Enstitüsü ve Mardin Artuklu Üniversitesi Meslek Yüksekokulu'nda dersler vererek, sanatı yaşatmak için yeni ustalar yetiştiriyor.
'SON 15 YILDIR SANATI YAŞATMAK İÇİN ÇALIŞIYORUM'
Türkiye'de az sayıda sedef ustasının kaldığını belirten Güler, Sedef kakma sanatı, Osmanlı'nın bir dönem revaçta olduğu sanatlardan bir tanesidir. Şu an unutulmaya yüz tutan sanatlardandır. Türkiye'de sadece birkaç usta kalmış. Gaziantep, Şanlıurfa, Batman, Hatay ve Mardin'de birkaç ustamız vardır. Biz de Mardin'de çocuklarımla beraber bu mesleği yaşatmaya çalışıyoruz. Çok güzel bir sanattır, ecdat sanatıdır, bunu yaşatmak, gün yüzüne çıkartmak hem ecdada karşı bir görevimizdir hem de bizden sonraki nesle karşı bir sorumluluktur. Sanatlar bir günde ortaya çıkan iş dalları değildir. Bu yüzden mutlaka sahip çıkılması lazımdır. Mardin Halk Eğitim Merkezi, Mardin Olgunlaşma Enstitüsü ve Mardin Artuklu Üniversitesi Meslek Yüksekokulu'nda dersler vererek sanatı yaşatmak için elimizden geleni yapmaya çalışıyorum. Ceviz ağacı üzerine yaptığımız çizimlerin ardından genelde geometrik Selçuklu motiflerini işliyoruz. Bunun yanında artık Mardin'in kültürünü de işlemeye başladık. Çizimin ardından ince keskiyle kazıyoruz, kazdığımız yerlere tunç telleri geçiriyoruz. Daha sonra tutkallayıp bir gün bekletiyoruz. Sedef koyacağımız yerleri oyuyoruz, sedefleri de yapıştırdıktan sonra kezzaplanıp ateşle yakılıyor. Sonra zeytinyağı sürülüyor ve en son cila ile temizleniyor. Sedef kakma sanatının 14-15 aşaması var dedi.
'1500 SENE SONRA SANATI YAŞATMANIN SEVİNCİNİ YAŞIYORUZ'
Sanatı yaşatmanın yanında kentin tanıtımına da katkı sunmaya çalıştıklarını ifade eden Güler, Mardin Müzesi'nde bulunan tarihi eserlere baktığımız zaman kentte sedef işçiliğinin yapıldığını, var olduğunu görüyoruz. Mardin'in eski ve saygın ailelerinin evlerinde halen sedef kakma koltuklar, sehpalar ve sandıklar mevcut. Kültür ve Turizm Bakanlığınca 2023 UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi'ne de eklenen sedef kakma sanatını yaklaşık 1500 yıl sonra yaşatmanın sevincini yaşıyoruz. Bu güzel sanatın yaşatılması için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Çünkü bu ecdadımızın bıraktığı bir mirastır. Bu sanat, uzun uğraşlar sonucu ortaya çıkmıştır. Biz bu sanatı gelecek nesillere aktararak onlara istihdam sağlamayı amaçlarken, ecdadımıza da olan vefa borcumuzu ödemeye çalışıyoruz diye konuştu.